21 Aralık 2010 Salı

YER VERMISLER YENIM DAR DEMIS!

"Ah biraz zaman olsa" hayallerime cikletten 10 gunluk bonus cikti.

Hadi bakalim napiyoruz?
........
Tabi ilk gun dinlenmek lazim. Simdi napiyoruz???
............ ....
Bugun yapiyoruz di mi bir seyler hi hadi canim hadi guzelim???? (korku endise)
...............

Ulan hani tek eksigimiz zamandi. O da geldi yalan mi oldu? Nasil matematik bu? Elim, kolum, bacagim kitlendi. Esas beynim kitlendi beynim. Dun kendimi uc kere ise gitsem mi diye dusunurken yakaladim. TATILDE yanlis anlama! Yazik diil mi bu insan evladina?

Sigarayi birakinca elimi kolumu nereye koyacagimi da bilemediydim. O hesap. Kapaliyken cazip gelen acikta kulfet oldu. Gecmez bu on gun boyle gecmez.

Yaratici fikirler deryasinda bogulasim var!

13 Aralık 2010 Pazartesi

Bir yerde en fazla 3 yıl çalışılır!

Abi kesin kararımdır; bir yerde 3 yıldan fazla çalışmak haram!

N'oluyor çalışınca? Tıkanma oluyor tıkanma. Böyle insanın beynine beynine bi basma oluyor.

En ufak bir adım bile atasın gelmiyor. Bir kanıksama, bir tıkanma, bi daralma, bir küçülme, bir kendi özelliklerinin ne olduğunu dışarıdan görememe, bir aslında iyi bile olmayan koşulları sırf alışkanlıktan matah bi bok zannetme... dur daha hemen vesaire'yi çakmıyorum, bir bu tıkanıklığa dayanmaya yarayan üç-beş insana can simidi gibi yapışma (orada bir sarsılma oldumu ufak çaplı boğulma tehlikesi atlatma), bir arabesk tutum, bir sanki başka yerde boy gösterme imkanı yokmuş da yılların hatırına burada barınabiliyormuş ezikliği, bir "iyi kötü düzen düzendir, bu düzeni bir daha nasıl kurarım" psikozu... tatsız ilişkilerine çam süsü takıp noel havasını yakalayan domez karılar gibi habire bir yalancılık sahtecilik...yeter be!

İşte böyle diyorum. Diyorum da ne ediyorum?

10 Aralık 2010 Cuma

Selam olsun sana ey çalışan insan!

İstanbul'un ilk karı, Fikirama'nın ilk yazısına karışık iniyor yavaştan.

Şu olaya baya bi zamandır niyetleniyorum ama ah işte ah o niyet yok mu o niyet. Babaannem ne derdi "Niyet ettim, niyet eyledim.....(işte artık neyse o niyet eylenen konu arkasından o gelir)"... ben ne etsemde o niyetleri hayata geçiremeden sonsuz boşlukta terkediveriyorum. Arkamda hayata geçmemiş fikirler çöplüğü. Hansel Gratel misali takip edip kendimi bulacağım... olmuyor tabi! E malum güzel lokmaları kuşlar yemiş. Çalışıyoruz ya hiçbir şeye zaman YOK!

On senedir çalışıyorum, şu planlardan birini gerçekleştirmiş değilim. Boş zamanımı resmen dinlemeye ayırıyorum ya! Dinlenmeye... nasıl normal geliyor söylerken. Yoruluyoruz ya, tabi dinleniyoruz arkasından. Tabi tabi mantıklı! Ulan ne zaman yaşayacağız peki??? Çalış dinlen çalış dinlen çalış dinlen çalış dinlen... Yokuştan aşağı yuvarlanır gibi her metre/senede hatırlı bir ivme kazanıyoruz. Labada lubada yaşayıp gidiyoruz. O güzide ters yüz açıyla sağda solda iki birşey algılarsan ne ala.

Bunun bir yolu yok mu diye çok bi halleniyorum arada. Of arka arkaya bir planlar, çabalar silsilesi. Dışarıdan baksan tamam dersin "İki güne başarıyor birşeyleri". Yok abi ne alakası var. Yine bakıyorum aynı masa, aynı bilgisayar, aynı mouse, aynı el aynı mouse'ta... yukarı doğru devam ediyorum koldan. Aaaa yine ben! E hani caz klüp açacaaadık, ressam olacaaadık, aşçılık yapacaadık...

Oradan ver elini buhranlar, tayfunlar. Allaaaah! Pepino di Capri'den "Melancolia".

Bu konu öyle bastı ki bana, bunu başaran YOOOOK MUUUU?, aynısını yaşayan YOOOOK MUUUU? (bozacı edasıyla) diye bağırasım geldi sonunda.



Buradayım. Beklerim!

Fikirama